British Council’ın düzenlediği üniversite turunun ikinci ayağı Galler Bölgesi’nde yer alan Aberystwyth Üniversitesi idi. Şehir ile aynı adı taşıyan üniversite, Galler’de kurulan ilk üniversite olmasının yanı sıra güçlü bir araştırma üniversitesi olmasıyla da ön plana çıkıyor.
Birmingham’dan sabah treniyle Aberystwyth’e yaptığımız yolculuk yaklaşık üç saat sürdü. Doğayla baş başa oldukça huzurlu geçen yolculuk boyunca Galler ve çevresini bire bir tecrübe etme şansı bulduk. Tren istasyonunda bizi karşılayan üniversite yetkilisi Murtza Ali Ghaznavi, birkaç dakikalık bir taksi yolculuğuyla ilk olarak bizi üniversite sanat merkezine getirdi. Aslında bu merkez sadece üniversiteye değil hem şehre hem de tüm Galler Bölgesi’ne hizmet veren bir sanat merkezi. Çeşitli sergilerden, festivallere, konserlerden özel buluşmalara kadar pek çok etkinliğe ev sahipliği yapan Aberystwyth Sanat merkezi, üniversite kampüsünün merkezinde öğrenciler için hepsi bir arada toplanmış sosyal imkânlar sunuyor. Sanat merkezinin aynı zamanda muhteşem şehir ve deniz manzarasına sahip bir kafeteryası da bulunuyor. Bizler de kahvaltımızı burada yaparak Aberystwyth Üniversitesi ziyaretine başlamış olduk. Üniversite yetkilisi ve kafeterya’daki çalışanlardan duyduğumuz kadarıyla kafeterya hem manzarası hem de kampüs içerisindeki merkezi konumu sebebiyle pek çok öğrencinin de tercihiymiş. Sıcak ve soğuk pek çok kahvaltı seçeneğine sahip kafeterya fiyat anlamında da öğrencilere uygun seçenekler sunuyor.
Kahvaltının ardından bölüm sunumları için sosyal bilimler fakültesi binasına doğru yola çıktık ve bu vesileyle kampüsün oldukça geniş bir alana yayılmış olduğunu fark ettik. Binalar birbirine çok yakın olarak değil daha geniş düzende tasarlanmış. Bu durum da kampüs içerisinde oldukça ferah bir his yaratıyor. Şehrin daha üst kısmında tepeye kurulu kampüs aynı zamanda pek çok noktasından Cardigan Koyu’nun güzel manzarasına da sahip.
Bölüm sunumlarında ilk olarak biyolojik, çevresel ve tarımsal bilimler fakültesinin araştırma projeleri, ulusal ve uluslararası kurumlardan aldığı araştırma fonları ve kazandığı araştırma ödülleri hakkında bilgi sahibi olduk. Üniversitenin bulunduğu bölgenin sağladığı imkânlarla da birlikte özellikle biyoloji ve tarım alanında üniversite pek çok platformda saygı duyulur bir üne sahip. Fakülte yetkilisi özellikle biyoloji ve tarımsal alanlardaki bölümlerde pek çok Türkiye devleti burslusu yüksek lisans öğrencisine ev sahipliği yaptıklarını da belirtti. Ardından yine üniversitenin öne çıkan popüler bölümlerinden bilgisayar bölümü yetkilisinin lisans ve yüksek lisans programları hakkındaki sunumunu dinledik. Bilgisayar bilimleri mezunu öğrencilerin mezuniyet sonrası iş bulma oranı yüzde 99, bu kadar yüksek bir oran bölümün iddiasını da kanıtlar nitelikte. Buna ek olarak bölüm hem lisans hem de yüksek lisans öğrencilerini endüstri ortaklıklarıyla gerçekleşen çeşitli araştırma projelerine dâhil ediyor. Böylece öğrenciler eğitim hayatları içerisinde endüstri ile ortak çalışma imkânı yakalıyor. Özellikle robotik bölümünde iddialı olduklarını söyleyen yetkili sonrasında bizi fakültenin laboratuvarlarını gezdirmek için bilgisayar bilimleri binasına götürdü. İnsansız bilgisayarla uzaktan yönetilen pek çok arazi aracı robotik laboratuvarlarında özellikle ilgimizi çekti. Yetkiliden üniversitenin bu alanda pek çok çalışma yaptığını hatta uzay çalışmalarında kullanılacak araçlar için de örnekler üretmeye çalıştıklarını öğrendik.
Sunumlar ve kısa kampüs gezimizin ardından bizleri Türk Erasmus değişim öğrencileri karşıladı. Her iki öğrenci de kendilerinin Aberystwyth deneyimlerini bizlerle paylaştılar. Üniversite hayatının şehirle de bağlantılı olarak ne kadar düzenli olduğunu, her şeye çok rahat ulaşabildiklerini bize ilettiler.
Öğle yemeğini ise kampüs içindeki tarihi bir restaurantta yedik, yemeğimize Türk değişim öğrencilerinin yanı sıra Uluslararası Politika departmanında görev yapan Türk akademisyen Doktor Ayla Göl de katıldı. Ayla Hanım’ın, Türkiye sonrası hem akademik hem de sosyal çevre olarak Aberystwyth tecrübelerini kendisinden dinleme şansımız oldu. Uluslararası Politika ve Uluslararası İlişkiler konusunda departmanın tarihten itibaren Birleşik Krallık’ta ne kadar ön plana çıktığını böylece öğrenmiş olduk. Özellikle bölüm mezunları mezun dernekleri vasıtasıyla çok sıkı ilişkilere sahip, mezunlar o anlamda mezuniyet sonrası birbirlerini her şekilde destekliyorlar.
Yemeğimiz sonrası son olarak meşhur Aberystwyth sahilini de dolaşarak şehir içi yaşam hakkında da fikir sahibi olduk. Şehir oldukça sakin ve huzurlu bir yapıya sahip, özellikle doğa sporlarını seven ve doğayla iç içe olmak isteyen öğrenciler için üniversite çok iyi bir tercih. Akademik anlamda köklü tarihiyle öne çıkan, Galler'in en özel sahil bölgesinde yer alan, çoğu yabancı öğrencinin deyişiyle kısaca “Aber” bölgede es geçilmemesi gereken en önemli üniversitelerden biri.