Derler ya herkes gider Mersin’e biz gideriz tersine. Şimdi ziyaret edeceğimiz yer de bu cümleme uygun olacak sanki. Afrika’da Avrupa’nın en uzak şehrine yol alacağız, ne için mi, tabi ki İngilizce dil eğitimi almak için. Bu şehrimizin adı Cape Town. O kadar küçümsemeyin yaşlı ve  kara kıta olan Afrika’yı…

Cape Town, Güney Afrika'nın en büyük şehridir. Bu başkent, Güney Afrika'nın tam güneybatı ucunda yer alır. Cape Town'da Afrika, Hollanda ve İngiliz kültürleri harmanlanmıştır.  Peki bu ülkenin bu bildik şehrinde dil eğitimi almak çok mu akıllıca olur, bana sorarsanız olur.  Nasıl ki Malta, İngilizce dil eğitiminde etkin bir rol oynuyorsa Cape Town ‘ da benim için öyle diyebilirim. Bu ülkenin resmi dili İngilizce ise, farklı bir kültür karışımını gözlemlemek de istiyorsanız, yaşlı kıtanın en güzel mevsimlerini huzur içerisinde yaşamak isterseniz tabi ki  iyi bir tercih sebebidir. Dil eğitimi konusunda belli başlı zincir okulların bu bölgede de şubelerinin olduğunu hatırlatmak isterim, aynı zamanda konaklama konusunda yurt ve aile yanı seçenekleri yine her batı ülkesinde bulunan standartlarda öğrencilerine hizmet sunmaktadır

Ülke Türk vatandaşlarına 30 güne kadar vizesiz giriş hakkı tanımakta ve bu süre içerisinde isterseniz İngilizce dil eğitimi alma şansını size sunmaktadır. 1 ile 3 ay arasında alınan turist vizesi ile yine dil eğitimi alabilmektesiniz. 90 günden fazla olan seyahatlerde  konsolosluğa dosya teslimi şeklinde vize başvurusu yapabilmektesiniz. Horizon olarak dosyanız yine tarafımızdan ücretsiz olarak hazırlanacak ve konsolosluğun uygun gördüğü yaklaşık 10 gün içerisinde vizeniz sonuçlanacaktır. Bu bölgenin en sürpriz sayılacak yanı konumu dolayısıyla iklimlerin bize göre farklı sıralanmasıdır. Yaz sıcaklığı Aralık'tan Şubat'a kadar 15C ile 27C arasında seyreder. Kışın ise Haziran'dan Ağustos'a kadar sıcaklık 7C ile 27C arasındadır.Yağışlar sene içine dağılmıştır ve esen taze deniz meltemleri, bazen kış aylarının sıcaklığını biraz da olsa düşürücü etki yapar.

Cape Town genel anlamda Malezya ve Avrupa mutfağından esinlenerek kendilerine karma bir mutfak kültürü oluşturmuşlardır. Sofralarından taze sebze ve meyveleri eksik etmezler. Ayrıca mısır ve mısır ürünleri de her yemeğin içinde yada yemeklerin yanında garnitür olarak karşılaşabilirsiniz. Bunun yanında okyanus manzarası karşısında deniz ürünlerinden uzak kalamayacağınızı da belirtmek isterim. Alışveriş konusunda kendinizi tatilde hissedeceğinize adım gibi eminim, bu ülke dünyaca ünlü altın madenlerinin bulunduğu bir ülkedir. Öyleyse bu şehirden satın alınabilecek olan ilk ürün mücevher olmalıdır. Bu şehirde bir çok yerde ışıl ışıl vitrinler görmeniz mümkün. Eğlence hayatı sokaklara taşmış denenebilir, bir çok insan için müzik dans ve eğlence bir yaşam biçimi halini almıştır bu şehirde.

Güney Afrika para birimi Rand'dır ancak okul fiyatlandırmaları genellikle Euro cinsinden yapılmaktadır. Bu da diğer ülkelere göre maliyetin daha düşük olmasına neden olur. İşte tercih edilme sebeplerine bir neden daha eklemiş oldunuz. Ulaşım konusunda THY tarifeli uçuşlarından  yararlanabilirsiniz,yolculuk süresi yaklaşık 12 saattir. Havalimanı transfer hizmeti alarak da konaklayacağınız yere en kolay sakilde ulaşabilirsiniz Güney Afrika’nın diğer  bir şehri olan Johannesburg, 3 milyon nüfusuyla Güney Afrika'nın en kalabalık ikinci şehridir. Güney Afrika’dan bahsederken Güney Afrika Cumhuriyeti'nin seçimle iktidara gelen ilk devlet başkanı olan Nelson Rolihlahla Mandela’dan bahsetmeden gecemeyeceğim. Nelson Mandela, Dünyanın en ünlü

mahkumu olarak anılır. Güney Afrika'da Robben Adası (Fok Adası)'nda 27 yıl hapiste kaldıktan sonra 1980'li yıllarda, ırkçılığa karşı mücadelenin bütün dünyada yoğunlaşması üzerine adı duyuldu. 1990 yılında devlet başkanı De Klerk tarafından şartsız olarak serbest bırakıldı. Serbest bırakıldığı zaman 71 yaşındaydı. Serbest bırakılmasına Güney Afrika siyahlarının yanında birçok beyaz da sevindi. Mandela'nın; "Mücadele benim hayatımdır. Hayatımın sonuna kadar siyahların bağımsızlığı için mücadele edeceğim." demesi, halk arasında onu bayraklaştırdı. Geçmişinde Avrupalılar için meçhul olan ülke, 1488’de Bartholomeu Dias’ın Ümit Burnunu geçmesi ile tanındı, daha sonraları birçok ülke için sömürge kıtası haline geldi, yeraltı zenginlikleri uğruna yağmalandı, en eski kıtanın en yaşlı ülkesi olan Güney Afrika Cumhuriyeti ırkçılıkla mücadele etti, sonunda kıtasında özgür ve güçlü bir ülke konumuna geldi. Ve son Futbol Dünya Kupası( 2010 ) ile beraber ülke cazibesini arttırdı. Tüm bunların yanında eğitim sektöründe başarılı bir ivme yakaladığını söyleyebiliriz.

İşte şimdi der misiniz biz tersine gidiyoruz diye?

Sağlıcakla kalın…