Son bir yıldır İngiltere’yi ikiye bölen yabancı öğrenciler ülke için tehdit mi yoksa fırsatmı fikrini sizler için ele almak istiyorum.
Ülkenin bir kısmı, Birleşik Krallığa çok sayıda göçmenin öğrenci olarak gelip yerleştiği, var olan iş olanaklarını daha ucuz iş gücüyle kapattıkları, yerel halkın ödediği vergilerin çoğunluğunun göçmenlerin, eğitim, adaptasyon ve sosyal gelişimleri için kullanıldığı şeklinde çok değişik açıklamalar ile öğrencilerin UK’da kolay gelememelerini savunmaktaydılar. Ülkede seçimlerin yaklaşması ve eski İşçi partisinin de oy kaybı korkusu ve muhafazakâr partinin de göçmenlik üzerinden siyasi propoganda yapması, var olan eski işçi partisi hükümetinin ülkeye gelen öğrenci sayısını azaltmak amacıyla 3 Mart 2010 da öğrenci vizelerinde bazı sınırlandırmalara gitti. Özellikle ülkeye öğrenci vizesiyle gelmek isteyenlerde orta seviye Intermediate ve üstü İngilizce dil bilgisi zorunluluğu getirildi, Akademik eğitim harici programlara katılan öğrencilerin var olan part-time 20 saat çalışma saatlerinde kısıtlamaya gidilmesi değişikliklerin bazıları olarak ifade edilebilinir.
Uygulama ilk etapta İngiltere’ye gelen öğrenci sayısında büyük düşüşe yol açtı, duruma isyan eden EnglishUK - Dil Okulları birliği UKBA’yı (United Kingdom Border Agency) Yüksek Mahkemeye taşıdı. EnglishUK ‘nin ifadesine göre ‘Yabancı öğrencilerin, Birleşik Krallığa sadece İngilizce dil eğitimi için gelmesiyle yıllık 3,000 üzerine İngiliz halkı için iş olanağı oluşturduğunu ve yıllık 600 milyon GBP ( 1.440 milyar TL) üstünde UK ekonomisine gelir getirdiğini belirterek, yabancı öğrencilerin ülkeye gelişlerinin azaltılması diğil, tam tersi sayılarının arttırılması ve bu yönde çalışmaların yapılmasını’ savunmaktaydı.
Yüksek Mahkeme, konuyla ilgili olarak açılan davayı 9 Temmuz 2010 tarihinde karara bağlıyarak, 3 Mart 2010’da UKBA’nın uygulamasını yanlış bulmuş ve uygulamayı iptal etmiştir. Kararın üzerine UKBA, Yüce mahkemenin kararına saygı duyacaklarını ve konuyu temyiz etmiyeceklerini açıklamıştır.
Aslında yabancı öğrenciler İngiliz ekonomisi için bacasız fabrika görevi görmekte olup, ülke ekonomisine yüklü bir gelir sağlamakta, yenilik getirmekte ve de güçlü uluslar arası diplomatik ilişkiler kurulmasını sağlamaktadır ki özellikle ekonomik durgunluk yaşayan UK bu üç konuya ihtiyaç duymaktadır.
Sadece City Üniversitesi uluslar arası gazetecilik mastır programına yıllık, 40 farklı ülkeden 120 öğrenci katılmaktadır ve kişi başı 13,000 GBP okul harcı (yaklaşık 31.200 TL) ödemektedir, demek oluyor ki sadece tek bir üniversitenin sadece bir fakültesine yabancı öğrencilerin ödediği rakam ortalama 1.5 milyon GBP (yaklaşık 3.750 milyon TL) dir.
Göçmenlik Sosyal Hizmetler servisinin (Joint Council for the Welfare of Immigrants) hesaplamalarına göre uluslar arası öğrencilerin ödedikleri sadece okul harçların toplamının yıllık 5.3 milyar GBP ve 8 milyar GBP ( yaklaşık 13 Milyar TL – 20 Milyar TL) arasında olduğunu belirtmeleri heralde sürpriz olmaz, bu rakamlara öğrencilerin diğer yiyecek, barınma, seyahat ve eğlence harcamaları dahil edilmemiştir.
Yabancı öğrencilerin Birleşik Krallığa katkıda bulundukları diğer bir faktör ise Kültür elçiliği’dir. Diğer kültürlerden insanlarla tanışıp onların kültürlerini öğrenmek ve kültürel kutlamalarına katılmak, Neden olmasın? Bu yaşam sevincini harekete geçirir, Birleşik Krallık bunu en çok önemseyen ve olanak tanıyan bir ülkedir ve bu sebeble seçkin, ciddi ve kendi başına yeten uluslar arası öğrenciler için son derece uygun bir buluşma merkezidir. Bütün kültürler ve birikimler insan zihninde süzgeçten geçerek Birleşik Krallığa gelen öğrenciler, akademisyenler ve profesyoneller için eşsiz araştırma ve ağ kurma fırsatları sunmaktadır. Verimli bir çevrenin iş birliği ve fikir paylaşımı yapılması sonucunda daha çok proje, yatırım ve prestij olarak Birleşik Krallığa geri döner.
Özet olarak; Birleşik Krallık bu felsefeye çizgi çekebilir yada dışında kalabilir. Göçmeler ve uluslararası ögrenciler, Birleşik krallık için değerlendirilicek büyük bir fırsattır, bir tehlike değildir. Öğrencilerin niyeti İngilizlerin ellerinde olan işlerini kapmak değildir, ekonominin düzelmesi yolunda uluslararası ögrencilerin ve göçmenlerin elinde tuttukları muazzam kaynaklar İngiliz’leri engellemiyecek daha çok ülkeye katkısı olucaktır. Eger bu da kazanılmış bir başarı değilse daha fazlasını bilmiyorum.
Esen Kalın…